18 Şubat 2017 Cumartesi

"A LIFE BEYOND DREAMS"


Düşünün, bir bahar sabahında evde olmayı düşünün, dışarı çıkmak istediğinizi ama bir şey bulamadığınızı düşünün. Ruhunuzun sıkıştığını ve bunaldığınızı...

İnsan böyle hissettiğinde ne yapmalı, sanırım kapalı duvarlar bana göre değil. En azından müzik var bir anlığına bile olsa alıp sıradan dünyamdan uzaklaştırıyor beni.


Bazı zamanlar içim nefret doluyor ama sebebini anlayamıyorum sonuçta insan her zaman güzel seyler hissedemez elinde sonunda hepimiz insanız ve insanlık demek sadece iyilik mutluluk değildir istemesek bile kızabiliriz kıskanabiliriz bağırabiliriz dengesizleşebiliriz üzülebiliriz ama bence önemli olan bunları yaşarken nasıl tepki verdiğimiz sonuçta her insan bu duygulara farklı tepkiler verir. Belkide ben daha sakinimdir ama başka biri sadece kırıp dökerek bunu yansıtıp ruhundan atabilir o ağırlığı.
Hayatın hiçbir yaşı kolay değil her birinde kendi bünyenizle savaşıyorsunuz o yüzden başka birinin sorunu size çok küçük veya çok büyük gelebilir. Birbirimizi çok küçümsüyoruz bende dahil bunu gerçekten yapıyorum ve bazen belkide bundan zevk alıyorum ama önemli olan sanırım bunu anlamak. Bilmiyorum


Sanki zihnim kocaman bir sırmış ve ben o sırrın sadece %10'unu çözebilmişim gibi geliyor, çünkü çevremde gördüklerimle duyduklarım bağdaşmıyor. Çevremde gördüğüm tek şey hep gittiğim okul evim odam arkadaşlarımla genel olarak gittiğim merkez yerler ve yavaş yavaş bıkmaya başladığım bir şehir, ama zihnimdeki şeyler okuduklarım yani bu bir tabeladan kitaba kadar uzayabilir. Cok geniş bir yelpaze ve duygularım bu okuduklarımla beraber yücelirken gözlerim hayal kırıklığına uğruyor. Ne zaman gerçekten keşfedebilirim?

"A LIFE BEYOND DREAMS"

10 Şubat 2017 Cuma

Etiket

#np: In The Army Now - Status Quo

En son ne zaman bir şey düşünmeden uyudunuz? veya
Neden insan hep düşünür farkındaysanız bunun hiç arası yok insan ya çok düşünüyor yada hiç düşünmüyor. Çok düşünen insan en sonunda aklını kaçırıyor yada pimpirikli oluyor hiç düşünmeyende sertleşiyor ve duygularını yitirdiğini düşünüyor. 

Ne pimpirikli denilen insan pimpirikli ne de duygusuz denilen insan duygusuz, biz insanlar anlayamadığımız her şeye isim koymayı seviyoruz, onu kalıplaştırıyor ve bir etiketmiş gibi başkalarına takıyoruz. Hep derler ya insan bilmediği şeyden korkar diye mesela insanlar bu cümleyi kullanmadan önce bilmediklerinden gerçekten korkarmıydı yoksa sadece merak mi ederlerdi, belkide bu cümle ortaya çıktıktan sonra merak duygusu yerini korku sardı ve insanlar artık bilmedikleri şeylerden korkmaya başladı. Demek istediğim bizler (bende dahil) karşımızdaki kişiyi bile anlayamıyoruz ve nerdeyse aynı şeyi yapıyoruz. Oysa etrafta o kadar güzel şeyler var ki;

müzik var, temiz hava var, sahiller var, kitaplar var 

ne güzeldir insanın hayal gücü, nerdeyse bütün hayati belkide ordadır kitaplardan tutun mesajlaştığımız anlarda bile hayal kurarak kelimeleri bir odaya yerleştiririz. O kelimeleri yaşarız.

Hep güzel midir dünya? 
hayır

Üzüntüde vardır, mesela acı, nefret, kıskançlık, karamsarlık 
Hayat günlük güneşlik olmasada bir şekilde öyle olması için umudumuzu kaybetmememiz gerekiyor, zaten o zaman buna hayat deniyor. Sadece gözlerinizi kapatın, nefes alın ve bırakın içinizdeki ilham ruhunuzu sarsın(karamsarların enim ruhum yok dediğini duyuyor gibiyim) 
aa tabi bir ruhunuz varsa..

9 Şubat 2017 Perşembe

Ortaya Karışık

"İnsanlar meşgul müdür gerçekten, yoksa başkalarını başlarından atmak için mi kullanırlar bu kelimeyi?"

Bana göre yazmak kutsaldır her şeyden önce bir yerden ilham almanız bunun hakkında birkaç gün düşünmeniz ardından kelimeleri birbirine bağlamalı bir anlam oluşturmaya çalışmalısınız. Bunların hepsini yaptığınız zaman en önemli şey sanırım kendinizi nasıl doğru bir şekilde ifade edebileceğinizdir çünkü eğer belli bir topluluğa yanlış şekilde derdinizi anlatırsanız size saldıracaklardır. Yani yazmak herkesin harcı değildir, 'benimde' değil.

Bir keresinde tanıdığım biri gizli bir şair olduğumu söylemişti, hala arasındaki bağlantıyı bulamıyorum şiir dediğimiz sadece kafiyeli aşk sözlerimidir yoksa şiir dediğimiz yine herkesin görüp anlayamayacağı bir şey midir? yinede cevap ne olursa olsun onun sayesinde başladım bir şekilde edebiyatın bir kısmından tutunmaya ve buna minnettarım çünkü fark ettim ki aslında hayatım boyunca bir şeyler yazmaya çalıştım bundan zevk aldım ve hala alıyorum o yüzden iyiki diyorum...

Ben genel olarak içinde bulunduğumuz dünyayı hatta evreni belkide sonsuzluğu anlamak istiyorum. Bir insan sonsuzluğu nasıl anlar diyebilirsiniz aslında bende bilmiyorum ve belkide aradığımı asla bulamam ama ne olursa olsun eğer bu dünyaya geldiyseniz ve büyük bir şeyler yapmak istiyorsanız, onu arayın. Mümkünse son nefesinize kadar hayatta bir amaç için savaşın;
Bu aşk olabilir,
Bilim olabilir,
Sanat olabilir, veya bunlar gibi daha bir çok parcaya bölünen hayatla ilgili herhangi bir şey olabilir.

"Something worth dying for"


Beni hayatta tutan ve hayatı sevdiren şey ne diye düşünüyorum kendi kendime ve sonra gözlerimi açıyorum, etrafıma bakıyorum. Sadece bir düşünce bile etrafıma bakışımı değiştiriyor farkındalığa sahip oluyorum belkide kendimi bir anlığına insanlığın bencilliğinden çekip çıkartıyorum. Doğa ana, yaratılış, uzay, sanat, sevgi, iyilik, gerçek ve karşılıksız yapılan iyilik (her ne kadar karşılıksız hiçbir şeyin yapılacağını düşünmesemde) düşünmek. Bence bunlar beni olduğum kişi yapıyor,

Hiç çok düşünüp uyuyamadığınız oldu mu bilmiyorum hatta insan o an genelde aklını kaçırmak üzereymiş gibi hisseder ve sakin olup düşünceleri susturmaktan başka çareniz olmaz. Yinede bence bu sesleri susturmamıza gerek yok, neden onlarla yaşamayı öğrenmeyelim? Sesleri susturmaktansa onları hayat tecrubesi haline getirebilecek iken hatta onca insandan avantajlı bir konuma geçebilecekken toplum bizi manipüle ederek farklılıklarımızı yok etmeye çalışıyor. Malesef insanlar farklının güzel olduğunu bilmiyorlar,

neden bu fikri değiştiricek birileri dışarı olmasın ki? 
bilmiyorum sonucta ben,
sadece düşünüyorum... sanırım sesleri susturmam gerekir.